loader
  • Gevher Nesibe Mah., Tekin Sk., 6/97,
    Kat:13, Hukuk Plaza, Kocasinan/KAYSERİ
SORU-CEVAPLARLA İCRA TAKİBİNDE  ZAMANAŞIMININ KESİLMESİ

SORU-CEVAPLARLA İCRA TAKİBİNDE ZAMANAŞIMININ KESİLMESİ

    1-  Bir alacak için icra takibi yapıldığında takibe konu bu alacak için zamanaşımı kesilir mi?

    Türk Borçlar Kanunu(TBK)[1] 154. madde 1. fıkra 2. bent gereği  alacaklının icra takibinde bulunması halinde takibe konu alacak bakımından zamanaşımı kesilecektir.  

    TBK 154. Madde :

"Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:

1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse.

2. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa."

      2-  İcra takibi açıldığında takibe konu alacak yönünden zamanaşımı kesilecektir fakat hangi  işlemle kesilecektir?

      İcra İflas Kanunu(İİK)[2] 42. madde 1. fıkraya  göre " Bir paranın ödenmesine veya bir teminatın vcrilmesine ilişkin cebri icralar takip talebiyle başlar..." Bu fıkra göz önüne alındığında takip talebinde bulunulması ile  takibe konu alacak bakımından zamanaşımının kesilmesi vuku bulacaktır.

"...Davaya konu anılan icra takibinde ödeme emri borçluya tebliğ edilememiş ise de, alacaklının takip talebi ile icra memuruna başvurması, zamanaşımının kesilmesi için yeterlidir..." [3]

"...Kanun’a uygun biçimde yapılan bir takip talebi, icra müdürünün hatasından (yanılmasından) veya ihmalinden dolayı işlemsiz kalmış olsa bile, gene zamanaşımını keser (Kuru, s. 206). BK’nın 135. maddesinin 1. fıkrası (TBK m. 156/1) gereğince zamanaşımının kesilmesi ile yeni bir süre işlemeye başlar..." [4]

     3-  İİK 78. madde 2. ve 4. fıkraları doğrultusunda  icra dosyanın işlemden kaldırılması,  icra takibinin yapılması ile takibe konu alacak için kesilmiş bulunan zamanaşımı etkisini ortadan kaldırır mı?

    İİK 78. Madde (Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.) :

      " (Değişik birinci fıkra:22/7/2020-7251/49 md.) Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı, haciz konmasını isteyebilir. Ancak, alacaklı dilerse haciz talebinde bulunmaksızın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden, bu sisteme entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağını sorgulayabilir. Sorgulama sonunda Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi, varsa borçlunun mal, hak veya alacağının mahiyeti ve detayı hakkında bilgi verir ve bu durumda sistem üzerinden de haciz talep edilebilir. Bu takdirde icra dairesi, tespit edilen mal, hak veya alacağı elektronik ortamda haczeder. Sorgulama sonunda edinilen bilgiler hukuka aykırı olarak paylaşılamaz. Sorgulama ve haciz işlemlerinin yürütülebilmesi için kamu kurum veya kuruluşları ile 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi ile kendi sistemleri arasında entegrasyonu sağlar. Sorgulamanın tür, kapsam ve sınırı ile diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.
   (Değişik: 6/6/1985-3222/9 md.) Haciz istemek hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir sene geçmekle düşer. İtiraz veya dava halinde bunların vukuundan hükmün katileşmesine kadar veya alacaklıyla borçlunun icra dairesinde taksit sözleşmeleri yapmaları halinde taksit sözleşmesinin ihlaline kadar geçen zaman hesaba katılmaz.
    Alacaklı isterse, haciz talebinin vukuuna dair bir vesika verilir. Bu vesika hiç bir harç ve resme tabi değildir.
    Haciz talebi kanuni müddet içinde yapılmaz veya geri alındıktan sonra bu müddet içinde yenilenmezse dosya muameleden kaldırılır.
    Yeniden haciz istemek, alacaklı tarafından vukubulan yenileme talebinin borçluya tebliğine mütevakkıftır. İlama müstenit olmayan takiplerde yenileme talebi üzerine yeniden harc alınır. Yenileme masraf ve harcları borçluya tahmil edilmez. "

    İİK 78. Madde 2. ve 4. fıkralarına göre dosya işlemden kaldırılmış  olsa dahi derdesttir. Dolayısıyla dosyanın işlemden kaldırılması takibe konu alacak bakımından zamanaşımının kesilmiş olması olgusunu ortadan kaldırmaz.

"...İcra ve İflas Kanunu'nun 78/2. maddesi hükmü gereğince ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde haciz talebinde bulunulmaz veya geri alınıp da aynı süre içinde yeniden haciz talebinde bulunulmaz ise takip dosyası işlemden kaldırılır. Bu halde sadece dosya işlemden kaldırılacağından başlamış olan icra takibi düşmez ve sona ermez. Başka bir anlatımda İcra Hukukunda takibin yapılmamış sayılmasına dair bir müessese ya da hüküm bulunmadığından icra takibi derdest kalmaya devam eder. İcra dosyasının işlemden kaldırılmış olması icra takibiyle ortaya çıkan zamanaşımının kesilmesi hukuki olgusunu ortadan kaldırmaz..." [5]

    İİK'nun 78/2. maddesinde belirlenen yasal sürede haciz talep edilip satış talebinin yasal süresinde talep edilmemesi nedeniyle bu  söz konusu  haczin düşmesi halinde yenileme talebinde bulunmaya gerek yoktur.  İlgili Yargıtay kararları :

"2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 78/2. maddesi gereğince, alacaklının haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer. Bu durumda takip dosyası işlemden kaldırılır (md. 78/4). Bir yıllık süre (md.78/2) içinde haciz talebinde bulunan alacaklı, haciz talebini geri alabilir. Bu halde yeniden bir yıllık haciz isteme süresi işlemeye başlamaz. Alacaklı ancak ödeme emri tebliğinden itibaren işlemeye başlamış olan bir yıllık sürenin varsa kalan kısmında, yeniden haciz talebinde bulunabilir (md. 78/5).
Anılan sürelerin geçirilmesi halinde, alacaklının "haciz isteme hakkı" düşer. Alacaklı, yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunmalı ve bu talep borçluya tebliğ edilmelidir. İlâma dayalı olmayan takiplerde, yenileme talebi üzerine harç alınır (md.78/5).
Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 17/3/2010 tarihinde tebliğ edildiği ve alacaklının 1 yıllık yasal süre içinde 10/11/2010 tarihinde haciz talebinde bulunduğu görülmüştür. Alacaklı, 25/1/2016 tarihinde takip dosyasının yenilenmesi ile yeniden haciz talebinde bulunmuş olup, icra müdürlüğünce de talep doğrultusunda yenileme emri borçluya gönderilerek 02/2/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. İİK 78/4. maddesinde; haciz talebinin kanuni müddet içinde yapılmaması veya geri alındıktan sonra bu müddet içinde yenilenmemesi halinde dosyanın muameleden kaldırılacağı belirtilmekle, alacaklının daha evvel İİK'nun 78/2. maddesinde belirlenen yasal sürede haciz talep ettiği anlaşılmakla, haciz isteme hakkı düşmemiş olacağından, İİK'nun 78/5. maddesi gereğince borçluya yenileme emri gönderilmesi gerekli değildir.

 Her ne kadar süresinde talep edilen hacizlerin, İİK'nun 106-110 maddeleri gereğince düşmüş olduğu kabul edilse bile; İİK'nun 78/son fıkrasında ifadesini bulan hususun yani borçluya yenileme emri çıkarılması ve tebliğ edilmesi gerekliliğinin; baştan beri icra emr tebliğinden itibaren, 1 yıllık süre içerisinde haciz istememe haline münhasır olacağı anlaşılmakla, haciz istemek hakkı düşmediğinden dosyanın işlemden kaldırılması doğru olmadığı gibi yukarıda belirtildiği üzere yenilenmesine de gerek bulunmamaktadır...."[6]

"...Somut olayda borçlu A.'a örnek 49 nolu ödeme emri 20.6.1997 tarihinde tebliğ edilmiş ve yasal bir yıllık süresi içinde alacaklının talebi üzerine borçlunun menkul mallarına aynı tarihte haciz konulmuştur. Böylece alacaklının “haciz istemi hakkı” düşmemiş olup, olayda İİK.nun 78/5. maddesi gereğince borçluya yenileme emrinin “tebliği” zorunlu değildir. Alacaklının talebi üzerine verilen haciz kararı ise, süresinde satış istenmediğinden İİK.nun 106. ve 110. maddeleri gereğince düşmüştür. Bu durumda, yeniden haciz için yenileme isteğinin diğer yana tebliğine gerek yoktur.

Zira, örneğin İİK.nun 150/e maddesinde 78/2. maddeye atıf yapıldığı halde görülmekte olan olayda uygulanan İİK.nun 106. ve 110. maddelerinde 78/2. maddeye atıf yoktur. O halde, Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir..."[7]


     İİK 78. Madde 2. ve 4. fıkraları göz önüne alındığında dosyanın işlemden kaldırılmaması için 1 yıl geçmeksizin  haciz talebinde bulunmak yeterlidir ve bu  talebe rağmen haciz işleminin uygulanmamış olmasının icra takip dosyasının işlemden kaldırılması yönünden bir etkisi de  yoktur. Açıklamalardan da anlaşılacağı üzere  şunu da belirtmek gerekir ki  taşınmaz sorgusu vs. yapmak dosyanın işlemden kaldırılmasına engel olmak için yeterli değildir, mutlaka haciz talebinde bulunulması gerekir. Bu hususla ilgili Yargıtay kararları :

  "...Bilindiği üzere alacaklının haciz isteme hakkı, bir yıllık süreye tabidir. Haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer.(İİK.m.78/II.C.1) Alacaklı, bir yıllık süre (İİK.78/II) içinde haciz talebinde bulunmaz veya (bir yıl içinde yaptığı) haciz talebini geri alıp da bir yıllık süre içinde yeniden haciz talebinde bulunmaz ise, takip dosyası işlemden kaldırılır.(m.78/IV y.m.101/II) Bu halde sadece dosya işlemden kaldırılır; yoksa icra takibi düşmez(son bulmaz). Yani icra takibi derdest kalmakta devam eder. Bu halde alacaklı yenileme talebinde bulunmak suretiyle aynı takip dosyasından haciz isteyebilir. (m.78/V) Alacaklı, bir yıllık süre içinde haciz talebinde bulunmuş ise, aynı bir yıllık süre içinde (hatta daha sonra) haciz uygulanmamış (borçlunun mallarının haczedilememiş) olması, haciz isteme hakkının düşmesini ve dolayısıyla takip dosyasının işlemden kaldırılmasını gerektirmez..."[8]

    4-  İcra takibi sırasında takibe ilişkin yapılan işlemler zaman aşımını keser mi ve eğer zamanaşımını kesiyorsa hangi tür işlemler keser?

    TBK 157. madde 2. fıkrada "Zamanaşımı, icra takibiyle kesilmişse, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar." ifadesi yer almaktadır. Görüleceği üzere alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra zamanaşımı kesilecektir fakat bu söz konusu işlem icra takibini bulunduğu yerden bir adım öteye taşımaya yönelik  mahiyette olmalıdır. Nitekim Yargıtay  birçok kararında bu hususa vurgu yapmıştır :

" ...Zamanaşımını kesen işlemler icra takibini sonuca doğru ilerleten ve bulunduğu safhadan alıp bir adım öteye götüren işlemler olup, BK'nun 136/2. maddesindeki( 6098 sayılı  TBK 157/2) "takibe ilişkin her muamele" ifadesinin anlamının, alacaklı veya icra dairesinin takibi yeni bir aşamaya ulaştıran işlemleri olarak anlaşılması gerekmektedir. Bu nedenle somut olaydaki alacaklının icra dosyasında 01.11.2006 tarihli son talebinin BK'nun 136/2. Maddesinde belirtilen zamanaşımını kesen bir takip muamelesi olarak görülmesi gerekir..."[9]
 

    İcra takibinin tarafları ve icra dairesinin yani icra müdürlüğünün işlemleri yönünden konuya yaklaşmak gerekirse :

     a) Alacaklının icra takibi sırasında takibin ilerlemesine yönelik her türlü işlemi zamanaşımını keser.  Bu hususta kararlar eşliğinde örnekler :

    -  Haciz talebi halinde :
"...Haciz talebi de bir icra takip işlemi olduğundan haciz talebinde bulunulması ile zamanaşımı kesilir. İki yıllık süre içerisinde satış istenilip istenilmemesi ise İİK'nun 106 ve 110. maddelerinin uygulanması ile ilgili olup yasal sürede satış istenmemiş olması, zamanaşımının kesilmesine yol açan haciz talebinin yokluğu sonucunu doğurmaz. Somut olayda alacaklı vekilinin haciz talep tarihleri dikkate alındığında, icra takibinin üç yıldan fazla süre ile işlemsiz bırakılmadığı ve dolayısıyla zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır..." [10]

    -  İcra takip dosyasında, 08/08/2008 tarihinde tapu iptali ve tescili davasının açılması için İİK'nun 94. Maddesi gereğince yetki alınması amacıyla icra müdürlüğüne başvurulması halinde :
" ...Somut olayda takip dosyasında,08/08/2008 tarihinde tapu iptali ve tescili davasının açılması için İİK'nun 94. Maddesi gereğince yetki alınması amacıyla icra müdürlüğüne başvurulması ile zamanaşımının kesildiği, 20/08/2009 tarihinde ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/315 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescili davası açılmışsa da bu işlemin zamanaşımını kesen işlemlerden olmadığı, icra müdürlüğünde herhangi bir takip işlemi yapmak için tapu iptali ve tescili davasının kesinleşmesinin beklenemeyeceği ve 27/09/2010 ile 19/12/2011 tarihleri arasında zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı dolayısıyla 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır..." [11]

   -  Borçlu tarafa ödeme muhtırası gönderilmesi talebi halinde :
"... Somut olayda mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, 08.10.2013 tarihli borçlu tarafa ödeme muhtırası gönderilmesi yönündeki alacaklı talebi, zamanaşımını keser nitelikte icra takip işlemi değildir..."[12]

    - Sorgu ve haciz talebine binaen sorgu sonucu haczedilecek mal çıkmaması  halinde :
"... Somut olayda borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonraki devrede alacaklı tarafından icra müdürlüğüne müracaatla 09.05.2011 tarihinde haciz talep edildiği ve icra müdürlüğünce de Uyap’ta sorgulama yapılarak borçlunun Tapu ve Trafik kaydına rastlanamadığı şerhinin düşüldüğü anlaşılmaktadır. Alacaklının takibi sürdürmeye ve ilerletmeye yönelik bu talebi zamanaşımını kesecek bir işlem olduğundan, şikayet tarihinde TTK’nun 726.maddesi uyarınca 6 aylık zamanaşımı süresi gerçekleşmemiş olup, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir..." [13]

    - İcra takip dosyasının yerinde olmadığından  bahisle gelecek evrakın kaybolmaması için geçici dosya açılması talebi halinde:
"...Somut olayda, alacaklının zamanaşımı süresi dolmadan 13/03/2008 tarihinde takibe başladığı ve takibin devamına yönelik olarak yaptığı diğer işlemlerin yanında, 02/03/2009 tarihinde, takip dosyasının yerinde olmadığından gelecek evrakın kaybolmaması için muvakkat dosya açılmasını ve dosyada işlem yapabilmek için en kısa zamanda bulunmasını icra müdürlüğünden talep ettiği, bunun üzerine icra müdür yardımcısı tarafından dosyanın bulunması için memur görevlendirilmesine karar verildiği görülmektedir. Alacaklı vekilinin 02/03/2009 tarihli işleminin zamanaşımını kesecek nitelikte bir takip işlemi olduğu tartışmasızdır. Ancak, borçlu, anılan bu işlemin yer aldığı belgenin sonradan düzenlendiğini iddia ettiğine göre, bu hususun araştırılması gerekir..." [14]

    - Borçlunun tebligata yarar adresinin araştırılmasının talep edilmesi halinde :
"...İcra takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı vekili tarafından 27.2.2009 tarihinde takip talebinde bulunulduktan sonra 10.7.2009 tarihinde borçlunun tebligata yarar adresinin araştırılmasının istendiği ve 7.1.2010 tarihinde ise borçlunun yeni adresine ödeme emri tebliğinin talep edildiği tespit edilmiştir. Anılan talepler, takibin devamını sağlamaya yönelik icra takip işlemleri olmakla zamanaşımını keser. Bu işlemler arasında TTK.nun 726.maddesinde belirtilen 6 aylık zamanaşımı süresi geçmediğinden, mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir..."[15]

    -Gayrimenkullerin, İİK. 100. md. malumatlarına esas olmak üzere takyidat listesinin  ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden istenmesinin talep edilmesi halinde :
"...Alacaklı vekili 03.01.2013 tarihinde dosyadan hacizli bulunan gayrimenkullerin, İİK. 100. md. malumatlarına esas olmak üzere takyidat listesinin ... Tapu Sicil Müdürlüğünden istenmesini talep etmiş ise de, alacaklının bu talebi gibi, taşınmazın son imar durumu ile üzerindeki hacizlerin devam edip etmediğinin sorulmasına yönelik talepler takibi ilerletmeye yönelik takip işlemleri olmadığından zamanaşımını kesmez..." [16]

   - Ortaklığın giderilmesi davası açılması için yetki alınması konusunda icra mahkemesine başvurulması hali ile kıymet takdiri yapılmasının talep edilmesi halinde : 
"... Somut olayda takip dosyasında, her ne kadar 07/02/2013 tarihinde icrai işlem yapılması talebi içermeyen yenileme talebinde bulunulmuşsa da bu talebin zamanaşımını kesen işlemlerden olmadığı, 10/03/2010 tarihinde ortaklığın giderilmesi davasının açılması için yetki alınması konusunda icra mahkemesine başvurulması ile zamanaşımının kesildiği, 09/09/2013 tarihinde taşınmaza ilişkin kıymet takdiri yapılması talebinde bulunularak zamanaşımını kesen mahiyette talepte bulunulduğu, bu tarihler arasında ise zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı anlaşılmıştır..." [17]

   - İcra Dosyasının (takibim) yenilenmesi talebi halinde duruma göre ( tespit ettiğimiz kadarıyla farklı yönde kararlar da vardır) :

"...İİK'nun 78. maddesi gereğince, somut olayda alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde haciz talebinde bulunduğuna göre yenileme harcı ödemesine gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle 25.10.2013 tarihli takip dosyasının harçsız olarak yenilenmesi talebi zamanaşımını keser nitelikte olup, borçlunun zamanaşımı itirazı bu nedenle yerinde bulunmamıştır..."[18]

"Her ne kadar alacaklının icra müdürlüğünden yetki alarak açtığı ortaklığın giderilmesi davası zamanaşımını kesen bir dava değil ise de; İİK'nun 121. maddesine göre yapılan talep ile ortaklığın giderilmesi ilamına dayalı olarak yapılan satış talebi ve takibin yenilenmesi istemi zamanaşmını keser.

O halde, mahkemece zamanaşımının 10.12.2002 tarihli satış talebi ve 24.6.2010 tarihli yenileme talebi ile kesildiği nazara alınarak, şikayet tarihi itibariyle zamanaşımının oluşmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir." [19]"...ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten bir yıllık sürede haciz talebinde bulunulması halinde icra dosyasının işlemden kaldırılması söz konusu olamayacağından alacaklı tarafça dosyanın yenilenmesi talebinin, belirtilen süre içerisinde hakkında haciz talebinde bulunulan borçlu yönünden icra takip işlemi olarak sayılmayacağının kabulü gerekir.
Somut olayda, ... 10. İcra Müdürlüğünün 2010/10506 (yenileme öncesi 2006/9360) Esas sayılı dosyasının incelemesinde; bozma kararımızda yer verilen menfi tespit davasının belirtilen dosyaya dayanak bono yönünden açılmadığı, işbu takip dosyasında ödeme emrinin her iki borçluya 09/10/2006 tarihinde tebliğ edildiği, borçlulardan ... yönünden ödeme emrinin tebliğinden itibaren dosyanın yenilendiği 16/09/2010 tarihine kadar herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığı (yine yenileme işleminden sonra şikayet tarihine kadar herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığı) diğer borçlu ... yönünden ise ödeme emrinin tebliğinden sonra 14/02/2007 tarihinde adına kayıtlı gayrimenkullerin haczi için talepte bulunulduğu, ödeme emrinin tebliğ edildiği 09/10/2016 tarihinden itibaren bir yıllık sürede haciz talebinde bulunulduğu görüldüğünden bahsi geçen borçlu yönünden icra dosyasının işlemden kaldırılması söz konusu olamayacağı bu nedenle alacaklı tarafın 16/09/2010 tarihli dosyanın yenilenmesi talebinin icra takip işlemi olarak sayılmayacağı, icra takip dosyasında 14/02/2007 tarihinden tekrar haciz talep tarihi olan 04/04/2011 tarihine kadar ... yönünden de icra takip işlemi yapılmadığı dolayısıyla ... 10. İcra Müdürlüğünün 2010/10506 (yenileme öncesi 2006/9360) Esas sayılı dosyasında her iki borçlu yönünden 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır..."[20]

     - Satış talebi halinde :
 "...Somut olayda, örnek 10 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilinin en son 03/01/2014 tarihinde satış talebinde bulunduğu, 06/01/2014 tarihinde de avansını yatırdığı ve zamanaşımının kesilmiş olduğu, bu tarihten şikayet tarihi olan 09/01/2017 tarihine kadar dosyanın işlemsiz bırakıldığı ve yeniden başlayan 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır..."[21]

     - Kıymet takdirinin tebliğinin talep edilmesi halinde :
"...Öte yandan gene, 25.6.2008 tarihinde alacaklının ilgililere kıymet takdirinin tebliğini talep ettiği görülmekte olup bu işlem de zamanaşımını keser..." [22]

     b) Borçlunun icra takibi sırasında yapmış olduğu işlemler takibe konu alacak bakımından zamanaşamını kesici mahiyette değildir nitekim bu işlemlerin takibin ilerlemesine yönelik işlemler olmadığı bariz bir gerçektir. 

   -  Borçlunun kıymet takdirine itirazı halinde :
"...Somut olayda borçlu tarafından (15.04.2010 tarihinde) alacaklı aleyhine Eyüp İcra Mahkemesi'ne 2010/328 esas numarasıyla kıymet takdirine itiraz davası açılmış ise de, anılan itiraz zamanaşımını kesmeyeceğinden mahkemenin bu yöndeki kabulünde isabet bulunmamaktadır..."[23]

   - Borçlunun memur muamelesini şikayeti halinde ve genel olarak :
 "...Kanunun 154. maddesinde alacaklının dava yoluyla mahkemeye başvurması zamanaşımını kesen sebeplerden sayılmış ise de anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmektedir. İcra mahkemesinde icra takibine yönelik itiraz ve şikayetler bu dava kapsamı içine girmez. Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan hesap tablosuna ilişkin şikayet ve mahkemece verilen kararın temyizi icra muamelelerini durdurmadığı gibi tek başına da zamanaşımını kesmez..." [24]

   c) İcra müdürlüğünün/ dairesinin işlemlerinin zamanaşımını kesip kesmeyeceği bakımından yargı kararları arasında farklı yönde kararlar bulunmaktadır. TBK 157. Maddenin 2. fıkrasında "Zamanaşımı, icra takibiyle kesilmişse, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar."  açıklaması yer almakta ve  söz konusu işlemin kim tarafından yapılması gerektiği konusunda kanun koyucu bir belirleme yoluna gitmemiştir,  Kanun Koyucunun belirlememiş olmasının bilinçli bir tercih olduğu kanaatindeyim. Dolayısıyla icra dairesinin/müdürlüğünün icra takibinin ilerlemesine yönelik yaptığı işlemlerin icra takibine konu alacak bakımından zamanaşımını kesici mahiyette olduğu görüşünü taşımakla birlikte   konuyla ilgili her iki yöndeki kararları paylaşarak nihai değerlendirmeyi okuyuculara bırakıyorum.

    - İcra müdürlüğünün işlemlerinin takibe konu alacak bakımından zamanaşımını kestiği yönündeki kararlar :

"... Zamanaşımını kesen işlemler icra takibini sonuca doğru ilerleten ve bulunduğu safhadan alıp bir adım öteye götüren işlemler olup, BK'nun 136/2. maddesindeki( 6098 sayılı  TBK 157/2) "takibe ilişkin her muamele" ifadesinin anlamının, alacaklı veya icra dairesinin takibi yeni bir aşamaya ulaştıran işlemleri olarak anlaşılması gerekmektedir. Bu nedenle somut olaydaki alacaklının icra dosyasında 01.11.2006 tarihli son talebinin BK'nun 136/2. Maddesinde belirtilen zamanaşımını kesen bir takip muamelesi olarak görülmesi gerekir..."[25]

" ...Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/03/2013 tarihli 2012/16274 Esas 2013/4118 Karar sayılı kararında zamanaşımını kesen işlemleri "...icra takibini sonuca doğru ilerleten ve bulunduğu safhadan alıp bir adım öteye götüren işlemler olup, BK'nın 136/2 maddesindeki (6098 sayılı TBK madde 157/2) "takibe ilişkin her muamele" ifadesinin anlamının alacaklı veya icra dairesinin takibi yeni bir aşamaya ulaştıran işlemleri olarak anlaşılması gerektiği açıktır..." şeklinde açıkladığı, somut olayda da icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin işleminin zamanaşımını kesen icra işlemi olduğu ve bu işlem tarihinden itibaren zamanaşımının kesildiği,..."[26]

" ...İİK'nun 143. maddesi uyarınca ( icra müdürlüğü tarafından) düzenlenen kesin aciz vesikası zamanaşımını keser ve (aynı zamanda ) aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca aciz vesikasına bağlanan borç, borçluya karşı, aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren yirmi yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar..." [27]

   - İcra müdürlüğünün işlemlerinin takibe konu alacak bakımından zamanaşımını kesmediği yönündeki kararlar :

" ...Sıra cetveli yapılması ile sıra cetveline yönelik itiraz ve sıra cetveliyle ilgili diğer işlemler
zamanaşımını keser nitelikte işlemlerden değildir..."[28]

"...Zamanaşımını kesecek işlemler alacaklı tarafından icra takibinin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemleri olup, 20.10.2011 tarihli kıymet takdiri işlemi ve 14.11.2011 tarihli tapu müdürlüğüne yazılan müzekkere icra müdürü işlemleri olduğundan zamanaşımını kesmez... "[29]

     5- İhtiyati haciz talebi  zamanaşımını keser mi?

    İhtiyati haciz kararı için mahkemeden talepte bulunulması, mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermiş olması,  ihtiyati haciz kararının icrasının talep edilmesi zamanaşımını kesecek mahiyette  değildir. Nitekim TBK 154. madde 2. fıkrada geçen icra takibinde bulunulması ifadesi icra takibine ilişkin takip talebinin verilmesi anlamında olup bu hususta yukarıda 2. sorunun cevap kısmında detaylı açıklamalar bulunmaktadır.  İlgili kararlar :

"...Türk Ticaret Kanunu’nun 662’nci maddesinde(6102 sayılı TTK 750. madde), takip talebinde bulunulması halinin zamanaşımını keseceği belirtilmiştir. Mahkemeden ihtiyati haciz kararı almak ve bunu tatbik ettirmiş olmak, icra dairesinde usulüne uygun bir şekilde takip talebinde bulunmadıkça zamanaşımı süresini kesen kanuni sebeplerden sayılmamıştır. İhtiyati haciz işlemleriyle takip talebi ayrı ayrı hukuki neticeler doğurur. İhtiyati haciz, Türk Ticaret Kanunu’nun 662’nci maddesinde yazılı takip talebinden sayılamaz. Takip talebinin niteliği ve bunun ne zaman başlamış sayılacağı, ilamlı icra hakkında İcra ve İflas Kanunu’nun 35’inci maddesinde, ilamsız icra hakkında aynı Kanun’un 42’nci maddesinde gösterilmiştir. Aynı Kanun’un 58’inci maddesinde, takip talebinin nasıl yapılacağı, umumi olarak belirtilmiştir.

İcra ve İflas Kanunu’nun 264’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında "ihtiyati haciz yaptıran alacaklının 7 gün içinde takip talebinde bulunması veya dava açması zorunluğu vardır" şeklinde yer alan hükümden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile takip talebi ayrı ayrı hukuk müesseseleridir.

Borçlar Kanunu’nun 133/2’nci madde ve fıkrasında, icrai takibatın zamanaşımı süresini keseceğinden bahsedilmiştir. İhtiyati haczin icra memurunca tatbik edilmiş olması önemli bulunmaktadır. Sırf bu sebep, ihtiyati hacze takip  talebi niteliği vermez. O halde, özel daire bozma ilamına uyulmak lazım gelirken, eski kararda direnilmesi isabetsizdir. Direnme kararının bozulması lazımdır..."[30]

"... Keza ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin haklarım saklı tutulması talebi vs. davaları da zamanaşımını kesici nitelikte değildir..."[31]

" ...İhtiyati haciz kararının ve borçlunun taşınmazına uygulanan ihtiyati haczin zamanaşımını durdurmayacağı kuşkusuzdur...."[32]


ÖNEMLİ  :

    Yargı kararlarının tamamını değil, "..." işaretinden anlaşılacağı üzere konuları ilgilendiren kısmına yer vermiş bulunmaktayız, kararların tamamına erişmeniz linklerini dipnotlar içinde  belirttiğimiz kaynak sitelere giriş yapmanız ve akabinde yine dipnotlar içinde belirtmiş olduğumuz künye bilgileri ile arama yapmanız halinde mümkündür.

     Bu karar bazlı makale sadece  konuya ışık tutma, irdelemek amaçlı yazılmıştır, hukuk  dünyasında daima güncel gelişmeler yaşanacak olup özellikle bir tavsiye vermek, yöntem göstermek veya öneri sunmak amacıyla yazılmamıştır. Makale  her zaman güncellenebilir, eklemeler yapılabilir veya kaldırılabilir. Makalede değinilen konularla veya benzer konularla ilgili bir uyuşmazlığınız bulunduğunda avukatlık hizmeti almanız, hak arama özgürlüğünüzün en üst seviyede temsili için elzemdir fakat zorunlu değildir.


Dipnot

  1. ^  www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6098.pdf 
  2. ^ www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.3.2004.pdf
  3. ^  Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/2309 E., 2017/14152 K., 18.10.2017 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr
  4. ^  Yargıtay  Hukuk Genel Kurulu  2017/351 E., 2021/57 K., 09.02.2021 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr 
  5. ^  Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/4112 E., 2014/3902 K., 06.06.2014 K.T., www.legalbank.com.trAynı yönde : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu  2013/169 E.,  2013/1365 K., 18.09.2013 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr 
  6. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi   2018/6631 E., 2019/7563 K. 02.05.2019 K.T.  https://karararama.yargitay.gov.tr 
  7. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2005/23472 E.,  2006/239 K., 24.01.2006 K.T., www.legalbank.net
  8. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi  2010/5759 E.,  2010/7096 K., 25.03.2010 K.T., www.legalbank.com.tr Aynı Yönde : Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/9840 E.,  2020/5600 K., 25.06.2020 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr  )
  9. ^ Yargıtay 11. Hukuk Dairesi  2009/9163 E.,  2011/2302 K., 07.03.2011 K.T., www.legalbank.com.trAynı Yönde : Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/16274 E., 2013/4118 K., 25.03.2013 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr
  10. ^  Yargıtay 12. Hukuk Dairesi  2013/30328 E.,  2013/37297 K., 25.11.2013  K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr
  11. ^  Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/10722 E., 2020/4876 K., 17.06.2020 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr 
  12. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/32555 E., 2016/404 K., 12.01.2016 K.T.,  www.karartek.com.tr 
  13. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/32662 E. 2012/17409 K 17.05.2012 K.T., www.karartek.com.tr 
  14. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi  2011/18144 E., 2012/4027 K., 16.02.2012 K.T., www.karartek.com.tr 
  15. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/1392 E., 2011/2863 K., 08.03.2011 K.T., www.karartek.com.trAynı Yönde :Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/29106 E., 2011/9800 K., 16.05.2011 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr 
  16. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi  2016/32531 E., 2018/3901 K., 30.04.2018 K.T., www.legalbank.com.tr
  17. ^ Yargıtay  12. Hukuk Dairesi  2016/24719 E., 2017/15441 K., 12.12.2017 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr 
  18. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/23517 E., 2016/422 K.,12.02.2016  K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr
  19. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/17062 E.,  2014/20693 K., 08.09.2014 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr
  20. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi  2018/9372 E.,  2018/13083 K.,  10.12.2018 K.T.,  https://karararama.yargitay.gov.tr 
  21. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/1628 E., 2019/10272 K.  13.09.2019 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr 
  22. ^  Yargıtay 12. Hukuk Dairesi  2013/8972 E.,  2013/14922 K., 18.04.2013 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr
  23. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/472 E., 2011/8221 K., 03.05.2011 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr 
  24. ^  Yargıtay 12. Hukuk Dairesi  2019/10600 E., 2020/4265 K., 10.06.2020 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr
  25. ^  Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2009/9163 E., 2011/2302 K., 07.03.2011 K.T., www.legalbank.com.trAynı Yönde : Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/16274 E., 2013/4118 K., 25.03.2013 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr
  26. ^ İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1657 E., 2019/154 K.  25.01.2019K.T., www.legalbank.com.tr
  27. ^  Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/8967 E., 2017/1070 K., 26.01.2017K.T. https://karararama.yargitay.gov.tr 
  28. ^  Yargıtay 12. Hukuk Dairesi,  2014/20630 E., 2014/22005 K. 22.09.2014 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr 
  29. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/17264 E., 2013/24767 K., 02.07.2013 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr 
  30. ^ Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1967/805 E., 1968/475 K. 22.06.1968 K.T., www.legalbank.com.tr 
  31. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/8967 E., 2017/1070 K. 26.01.2017 K.T., https://karararama.yargitay.gov.tr
  32. ^ Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/5313 E., 2016/23352 K. 10.11.2016 K.T., www.legalbank.com.tr